Dun gece Trinitat Novadaki La Troba Kung-Fú + Balkatalan Experience konserindeydim. Ve hayatimda gordugum en gayri ciddi alman Marcus bana gecenin sonunda birden sordu. "Orhan Pamukun Istanbul kitabini okudum hep huzunden bahsediyor nedir bu huzun huzun? Bir de bu duygunun sadece Istanbula ait oldugunu kelimenin cevirisi olmadigini soyluyor ama sayfalarca huzunden bahsediyor, sen ne zaman huzunlu hissediyorsun?"
Once biraz gulduk, huzun uzerine sakalar yaptik. Sonra ben fark ettim ki ben burada tahmin edemegim kadar huzunluyum. Etrafimdakiler Ispanyolca ya da Catalanca konusmaya baslayip ben kendimi sagir dilsiz gibi hissettigimde, bir yere gitmek istedigimde arayacak kimse olmadiginda, eve tek basima gelip yapacak birsey bulamadimda... En cok da yanliz hissettigim de...
Burdaki insanlarda fark ettigim birsey var ki Ispanyollar cok vurdumduymazlar, gamsizlar, neseliler, mutlular. Biz melankoliyi ve uzulmeyi seviyoruz galiba. Biraz da kendimizi mutsuz etmeyi. Ama ogrenmek gereken birsey var ki o da once kendimizi sevmek. Zaten sonra gerisi geliyor corap sokugu. Hersey iyi tamam da, bir de icimle tamamlayabilsem...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder